Vicdan Azabı

Burada, bulunduğumuz şehirdeki bir evi ziyaret edeceğiz. Bahçe içinde iki katlı. Çoğu insanın hayal ettiği kadar güzel bir ev. Yeni biçilmiş çimenlerle kaplı bahçenin ortasında, bembeyaz. Bahçedeki ağaçlar eski, dalları çimenleri güneşin ışığından korumak için yayılmış. Hayal edebiliyorsunuz değil mi? Yanımda olup görmeniz mümkün değil çünkü. İçeride, mutfaktaki adamı fark etmişsinizdir. Yeni yaptığı bitki çayını …

Vicdan Azabı Devamı »

Sana bir şeyler yazacaktım, bulamadım. Seni görmeyince özlediğimi. Sana kızıp kızıp pişman olduğumu. Seni sevmeyi bile sevdiğimi yazacaktım. Ama bulamadım. Bulamadığım her şeyi bulduğumu Sevmediklerimi kabul etmeye uğraştığımı, yazacaktım Ama bulamadım.

Sorular

Göz alabildiğine uzanan ovanın ortasındaki tek yükseltide bir adam ve kadın duruyorlar. Durmaları için neden yok. Orada olmaları için de. Yıllardır ve belki asırlardır, orada duruyorlar. Kadın elindeki kağıdı uzatıyor sessiz. Eskimiş, zaman içinde solup yıpranmış. Yazı üstünde belli belirsiz. Adam alıp kağıdı bakıyor. Gözlerindeki koca boşluk içine açılıyor. Orada hiçbir şey yok. Gözleri seçemiyor …

Sorular Devamı »

Oyuna isteyerek dahil olmadım. Nasıl geldiğime dair hiçbir fikrim yok. Fakat benden önce de oynanıyordu. Tek bildiğim bu. Oyuncuları tanıyorum. En azından bazılarını. Neden oynuyoruz diye sormuyoruz. Soran kimseyi görmedim. Yasak olmalı. Öyle olduğunu tahmin ediyorum. Zarları salla. Neticenin iyi gelmesini umarak. Konuşuyoruz arada bir. Oyun hariç her şeyle alâkalı. Kelimeler geçiyor üzerimizden. Arada bir …

Devamı »

Zayıflığını gösteremezsin. Çünkü seni seven insanları üzersin. Ve yine, zayıflığını gösteremezsin. Çünkü seni sevmeyen insanları mutlu edersin. 

Bulduğu ilk ağacın altında durdu adam. Yorgunluktan ayakta durmaya zorlanarak. Tekrar etti, “Zaman geçiyor”. Bunu fark edeli epey oldu. Sayıların farkına vardığında anladı her şeyi. Kelimeler… her şeyi karmakarışık ediyorlar. Saymaya başla, on. İleri doğru gitmiyoruz. Kelimeler bizi yanıltıyor. Adam bunun farkında. Ufka takılıyor gözleri. Belirsiz bir toz bulutu. Kafasının karışmasını istemiyor. Yürüyüp devam etmesi …

Devamı »

Yemek Daveti

Kocasını öldürmüşlerdi. İş yerinden çıkarken. Dört kurşunla vurulmuştu. Biri kafasına, üçü göğsüne isabet etmişti. Haber geldiğinde evde oturmuş televizyon izliyordu. Önce duyduklarını anlayamamıştı. Öylesine tuhaftı ki söylenenler, anlamak kolay olmamıştı. Hiçbir şeyden bahsetmemişti eşi. Yeni açacağı iş yeri yüzünden tehdit edildiğinden, inatlaştığından, rica için gelen adamları dükkanından kovduğundan. Keşke bahsetseydi. Çok düşünmüştü bunu. Eğer haberi …

Yemek Daveti Devamı »

Huzuru Bulmak

Kaç yıl oldu? Çok uzun zamandır buradayım. Düşünmem lazım. Kendine yalan söyleme, pekâlâ biliyorsun ne kadar olduğunu? Yirmi iki yıl olacak haftaya. Çarşamba ikide. Bunu söyleyip moralimi bozmana gerek yoktu. Biliyor olmam, düşünmemi engellemez. Hep böylesin, saçma sapan şeylerle uğraşıyorsun. Geçmişten bugüne asla değişmedi. Düşünmen gereken başka şeyler var. Evet düşünmem gereken başka şeyler var. …

Huzuru Bulmak Devamı »

Kimsenin duymadığı Hiçbir kulağa fısıldanmamış Hiçbir gözün değmediği kelimeler bulup yazsam sana Asırlar geçse üstünden Her şey unutulsa Hepimiz unutulsak Bulsalar bir yerlerde Eski püskü kağıt üstünde Silinmiş belki yer yer Yabancı bir göz değse satırlara Yine de anlasa sana yazıldığını Keşke yapabilsem O bile eksik kalır…  

Biblo

On dört yaşında evden kaçmıştı. Sevdiğini söyleyen bir adamın peşinden. Çocuktu o zamanlar, inanmıştı. Annesinin üçüncü evliliğiydi. Farklı babalardan dört kardeşi daha vardı. Ve alkolik üvey babası. Asla ait olduğunu hissetmediği bir yerdeydi. O yüzden kaçması zor olmadı. Her şeyi annesinden farklı yapacak, güzel, mutlu bir yuva kuracaktı. Çocuktu o zamanlar. Aklına gelmezdi fuhşa zorlanacağı. …

Biblo Devamı »