gördüklerine inanır
ana caddenin arka sokağında. Çıkmaz, sonunda harap bir ev bulunan
dar sokak. Eski
eşya tamiri yaptığı iş. Antika tamircisi. Gramofon, eski bir
telefon… elinden her şey gelir. Parça lazım olursa yurt dışından
getirir. Verdiği gün ve tarih, aksamaz asla. Gider alırsınız
verdiğinizi. Her gün gelip dükkanını açardı.
Elinde bir sefer tası. Her zaman üstünde koyu renk kıyafetler.
Hep aynı saatte dükkandan çıkardı. Aşağı doğru hafif yokuş.
Ağır adımlar, baş önde. Bir iki selam, yanından geçenlere.
Kimseyle çok konuşmaz, en çok üç beş kelime.
ellerden hızlı zannederler.
Evi
dededen kalma, bahçe içinde. Mahalleli severdi onu. Öyle ya,
sessiz sedasız kendi halinde. Ev ve iş… iş ve ev. Neredeyse
görünmezdi insanların içinde. Kimi zaman bir şeyler satın
alırken biri gelip para uzatırdı tezgahtara. O sanki yokmuş gibi.
Yoktu da zaten. Bazısı fark eder özür dilerdi,
bazısı alacağını alır devam ederdi.
İtiraz etmedi hiçbirine.
Yine
aynı saat. Dükkanı kapama vakti. Gözlüğü çıkarıp çekmeceye.
Gitme vakti artık. Mevsim kış. Karla karışık yağmur vuruyor
dükkanın camına. Paltosunu giyip ilerliyor, yine o bildik ağır
adımlar. Sokağın sonundaki elektrik lambasının ışığı bozuk,
göz kırpıyor. Bu saatte birileri olurdu
belki
sokakta, bu kadar soğuk olmasa.
gibi hepsi sıcak kovuklarında
Aklından ne geçiyor acaba her gün aynı yolu giderken. Gecelerin
tamamında evde mi sahiden? Arkasında bir ayak sesi. Fark edilmez
derecede sessiz ve tedirgin. Sefer tası sol ele, sağ el paltonun
cebine. Arkasındakinin bir amacı olmalı.
olsa böyle acemice takip etmez
Yıllardır ilk kez değiştirdi yolu. Yağmur soğuğa daha fazla
dayanamadı. Kar bundan sonrası. İzbe bir bina var ileride sonra
yolun sonu. Hızlanıyor adımları.
“Kim
olduğunu biliyorum!” diye
arkadan
bir ses.
“İstediğim tek şey konuşmak”
Durup,
sol
omuzu
üstünden bakıyor arkasını dönmeden. Genç bir kız. Üstünde
doğru düzgün bir şey yok. Kız biraz daha yaklaşıyor. “Herkesin
bir yeteneği var, benimki de insanları bulmak. Kimseye söylemedim,
tek isteğim konuşmak”
sol
omuzu
üstünden bakıyor arkasını dönmeden. Genç bir kız. Üstünde
doğru düzgün bir şey yok. Kız biraz daha yaklaşıyor. “Herkesin
bir yeteneği var, benimki de insanları bulmak. Kimseye söylemedim,
tek isteğim konuşmak”
“Beni
izle!”
izle!”
Adımları
yeniden hızlanıyor. Kız peşinde. Kar giderek artıyor. Gecenin
karanlığı derinleşiyor.
iz bırakmadım
Buraları biliyor, geldi daha önce. İki sokak yukarıda bir adamın
boğazını kesti bundan on yıl önce. Bir sokak aşağıda bir
kadını kaçırıp öldürdü. Dört yılı vardır. Kayıp diye
ararlar hala. Şehir onu görmedi. Bir tek o, şimdi arkasında.
Tesadüflere inanmaz. Bir sebebi olmalı ama ne?! Onu tanıyorsa
korkuyor olmalı.
hissedemiyorum öyleyse!
Dar bir sokağı geçip küçük parka giriyor. Kimsenin gelip
gitmediği, gündüzleri birkaç çocuğun oyun alanı. Kar neredeyse
bir karış. Arkasını dönüp kıza bakıyor.
beni görüyor
Paltosunun cebinden çıkıyor soğuk çelik. Keskin ve geceyi
aydınlatacak kadar temiz. Sebebini öğrenmeli. Birazcık daha
sabretmeli.
“Senin
gibi yok olacağım. Bir daha beni görmeyeceksin. İçinde bir
yerlerde insanlıktan kalan ne varsa onunla konuşmak tek istediğim”
“Konuş!”
Bir
fotoğraf uzatıyor kız. Kar taneleri düşüyor yeni çekilmiş
fotoğrafın üstüne. Soğuktan titriyor, üç kuruşluk elbise
üstünde. On metre ötesi görünmüyor yağan
kardan.
Artık her şey bir rüyanın içinde.
Bu
yüzünü görüp korkmayan olmadı. Kaç kişiydiler kim bilir.
Saymayı yıllar önce bıraktı.
“Bir
kişi eksik ya da fazla senin için fark etmez. Benim içinse hayatı
değiştir. İstediğim tek şey intikam. Ölmesini istediğim
fotoğraftaki adam”
İstemsiz
bir tebessüm dudağının kenarında yayılıyor. Kızın boğazını
kesip gidebilir.Yeni
yağan kara ne güzel yakışır kırmızı.
bir tebessüm dudağının kenarında yayılıyor. Kızın boğazını
kesip gidebilir.
yağan kara ne güzel yakışır kırmızı
“Ben
kiralık katil değilim ufaklık”
kiralık katil değilim ufaklık”
Bir
zarf bu kez. Üstünde adı yazıyor. Kendi adını görmek tuhaf.
zarf bu kez. Üstünde adı yazıyor. Kendi adını görmek tuhaf.
Sırılsıklam
kız konuşuyor, “İçinde seni nasıl bulduğum yazıyor. Beni şu
an öldürmemenin tek nedeni. Ve bir şey daha, fotoğraftaki adamın
adresi. Tek istediğim onun kellesi”
kız konuşuyor, “İçinde seni nasıl bulduğum yazıyor. Beni şu
an öldürmemenin tek nedeni. Ve bir şey daha, fotoğraftaki adamın
adresi. Tek istediğim onun kellesi”
“Neden?”
“Bir
önemi var mı sahiden?”
önemi var mı sahiden?”
Fotoğrafa
bakıyor. Kar daha da hızlanıyor.
eksik, bir fazla
Gerçekten istediği tek bir iyilik. Birinden su istemek gibi. Bir
arkadaşından borç istemek.
“Ne
param var verecek ne de gücüm tehdit edecek. Bundan sonra sensin
kararı verecek. Bıçağın ya benim ya da onu boğazını
kesecek”
param var verecek ne de gücüm tehdit edecek. Bundan sonra sensin
kararı verecek. Bıçağın ya benim ya da onu boğazını
kesecek”
Bir
köpek, hızlı adımlarla gidiyor yuvasına doğru. Kısa bir an
durup onlara bakıyor yanlarından geçerken. Soğuk insanın içine
işliyor. Kız arkasını dönüp gidiyor. Köpek bir ses duyup diğer
tarafa bakıyor. Bıçak paltonun cebine geri dönüyor. Kızın
silüeti karların arasında kayboluyor.Kayıpları
sadece kaybolanlar görür.
Eve gidip sıcak bir şeyler içmeli. Elden geldiğince insanlara
yardım etmeli.
köpek, hızlı adımlarla gidiyor yuvasına doğru. Kısa bir an
durup onlara bakıyor yanlarından geçerken. Soğuk insanın içine
işliyor. Kız arkasını dönüp gidiyor. Köpek bir ses duyup diğer
tarafa bakıyor. Bıçak paltonun cebine geri dönüyor. Kızın
silüeti karların arasında kayboluyor.
sadece kaybolanlar görür
Eve gidip sıcak bir şeyler içmeli. Elden geldiğince insanlara
yardım etmeli.