Nehirde Yüzen Yaprak, Uzun Kış ve Anlamsız Kelimelerin İçindeki Balık

Teker
dönüyor. Dişleri arasından geçen sular buradan çok uzakta bir
yerdeydi beş gün önce. Zaman değiştirdi her şeyi. Su o gün
buharken, dalından kopan yaprak düştü yukarıdaki dağın
kayaları arasındaki meşe ağacından. Küçük bir kız ekmişti
onu. Şimdi nehrin döküldüğü yerdeki şehrin limanının
yanındaki mezarlıkta, beyaz bir taşın altında yatıyor. Ağacın
kökleri uzanamaz ona ama fısıltıları ulaşıyor. Yaprak
menziller aştı sular üzerinde. Sevişen bir çiftin karşısında
dala takıldı. Adam kadının içine boşalırken kısa bir
sessizlikte sudan bir balık kafasını uzattı. Küçük bir sinek
yaprağın üzerinde mola verdi. Adam kadının içinden çıkarken
rüzgar esti. Sonra nedensiz yaprak yoluna devam etti. Sular taşlar
üzerinden geçerken bir adam nehrin kıyısında kendini astı. Bir
sorunu yoktu, sadece ölmek istedi. Merak ediyordu. Senin eski
sevgilinin kimle yattığını merak ettiğinden daha fazla hem de.
Öldükten sonra olacakları öğrenmekti dileği. Boynu kırılırken
uzaktan bir inek ona baktı. Meşeyi eken küçük kızın
akrabalarından birinin ineği. O küçük kızı hiç tanımadı,
meşeyi de görmedi. İnek ona adamı anlatamazdı. Ve adam öldü.
Yaprak yoluna devam etti.

Teker
dönüyor. Arabayı süren eller direksiyonun üstünde. Silecekler
arasından zar zor seçiliyorlar. Camın arkasında kimin olduğunu
görmek imkansız. Bardaktan boşanırcasına yağıyor yağmur ve
araba çok hızlı. Bir taşın üstünden atılıyor. Çamurluğa
çarpıyor taş parçalanmadan önce. Kadının içine boşalan adam
küçükken atmıştı bu taşı bir meyve ağacına. Seviştiği
kadın daha doğmamıştı. Karısı ile tanışmamıştı. Daha
büyüktü taş, zaman onu küçülttü. Araba birinin yanından
geçiyor. Yağmurlar yağmadan önce geldi buraya. Adının ne
olduğunu bilen yok. Belki de Ali’dir. Siz ne demek isterseniz
diyebilirsiniz. Araba adamı görmedi. Çok hızlı, hem de çok. Bir
damla su sıçrayıp adamın yüzüne çarpıyor. Bir hafta evvel bir
kadının bardağındaydı. Yolun kenarında bayılmıştı. İyi
gelir diye yandaki dükkandan getirip içirmeye çalıştılar. Yere
döküldü çoğu. Şu an adamın yüzünden aşağı akıp, açık
yeşil yağmurluğu üzerinden asfalta doğru gidiyor.

Arabanın
arkasından bakıyor. Gözlerinden belli belirsiz bir öfke. Buraya
ne için geldi bilen yok. Köprünün üzerinden ilerlerken gözü
giden arabanın arkasında. Gözlerindekiler asırlar önce bir
meteorla geldi dünyaya. Hepsi değil ama en azından bir çoğu. Yüz
binlerce yıl dolaştı o kaya boşlukta, adamın gözlerine taşımak
için atomları. Plaka artık ezberinde. Yaprak köprünün altında.
Günlerdir yüzüyor hedefine varmak için. Ölü adam gömülmeyi
bekliyor. Birileri ağlıyor, birileri anlamaya çalışıyor. O ise
merakını gidermekle meşgul şu an. Kadın hamile. Hani şu adamın
seviştiği. Henüz bilmiyor ama. Fark etmesi için biraz zamana
ihtiyaç var. Şu an olanların gerçekleşmesi için lazım olduğu
gibi. Onunla sevişen adam karısıyla yemek yiyor. Önündeki
tabakta olanlar kendini asan adamın babasının yetiştirdikleri.
Yaprak ağır ağır köprünün altından geçerken üstünde
yağmurluk olan adam arabanın peşinden gidiyor. Plakası aklında.
Başka fikirler ekleniyor plakanın işaretlerine. Araba hızla
ilerliyor. Tekerin dişleri arasından sular geçiyor.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir