Dram

Ahmet

Çok uzun zamandır buradayım, hayalleri bile duvarın ötesine ulaşamayacak hale gelene kadar hem de. Ne kadar olduğunu sormayın, yeterince uzun olduğunu bilmeniz kafi. Cinayetten girdim içeri. Pek isteyerek oldu diyemem. Daha önce başlamış, saçma sapan bir husumetin neticesi. Tasarlayarak adam öldürdüğüme kanaat getirdi hakim. Öyle değildi oysa ama avukatım bile söylediklerime aldırmadı. Paranız olmayınca dinlemiyorlar …

Ahmet Devamı »

Bir Sevda Masalı

Eskimiş kaldırımlar şahidiydi yorgun adımlarının. Kıvrılan sokağın kaybolmasını engelleme çabasında sağına ve soluna dizilmiş eski binalar. Kamburlaşmış sırtı anlatıyor altında ezildiği yükü. Başı öne eğik, ağır ağır ilerliyor Tarık. Bu sokaklarda kaybolabilse, yapacak. İnan olsun dakika durmayacak. Yanından yaşlı bir çift geçiyor. Kavga ediyorlar belli ki. Kadın bir şeylere kızmış. Tebessüm geçiyor kurumuş dudaklarından. Onlara …

Bir Sevda Masalı Devamı »

Eski Köşk

Bir zamanlar şehrin ve ülkenin ileri gelenlerinin davet edilmek için yarıştığı köşk. Koca bahçesi ve nefis manzarasıyla duruyor asırlık yerinde. Dünyanın geçici bir yer olmadığını gösterme çabasında sanki. Heyhat! Zamanın izleri üzerinde. Her yıl bir yara bırakmış. Yorgun köşkün bahçesindeki yorgun taşlarda yürüdü Aslı. Burada koştuğu ve eğlendiği günleri hatırladı. Rüzgar eserken kimse kayada iz …

Eski Köşk Devamı »

Yağmur, Sorular ve Cevaplar

Yağmurun yağmaması gerekiyordu. Şöyle demişti hava durumunu anons eden spiker. “Bugün hava parçalı bulutlu ve sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde…”. Dışarıdaki hava ise bunu duymuş da tersini yapmak için uğraşıyor gibiydi. Soğuk rüzgar bedenini yalayarak geçti. Şu an havanın ne durumda olduğunu fark edecek durumda değildi. Adımları giderek ağırlaşırken yeniden ağlamaya başladı. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur …

Yağmur, Sorular ve Cevaplar Devamı »

Yemek

Kırmızı ışığın yanmasını bekledi. Yeterince içmişti ve trafik polisine yakalanmak istemiyordu. Arabanın ne zaman açıldığı bile belli olmayan radyosundan çıkan tuhaf bir müzik bu sahneye eşlik ediyordu. İş yerinden çıkmadan önce yarım şişe viskiyi mide indirmişti. Bazıları için fazla gelebilirdi ama Hakan için öyle aman aman bir miktar değildi. Bazı günler birkaç şişeyi bitirdiği olurdu. …

Yemek Devamı »

Sağ ve Sol

Belediyenin bile unuttuğu eski sokağın, mukimlerinin daha çok parasız ve bekarlardan oluştuğu eski apartmanın köhne mutfağında, “Altmış yaşında bir adamın kendi yemeğini hazırlamasında asil bir taraf yoktur” diye mırıldandı. Akşam yemeği için hazırladığı yumurtaların üstüne az önce son parasını vererek aldığı sucuğu ince ince doğradı. Epeydir heves ettiği sucuğun o bildik kokusu mutfağı doldururken ağzı …

Sağ ve Sol Devamı »

Otuz Yıl, On Bir Ay, Yirmi Dokuz Gün

Otuz yıl, on bir ay, yirmi dokuz gündür içerideydi. Cinayetten girmişti. Gençti o zamanlar. Yeni filizlenen bir ağaç kadar. Baharda açan çiçekler kadar. İstememişti birini öldürmeyi. Kimseyi incitecek biri değildi. En azından o zamanlar değildi. İhanet insanın fikrini değiştiriyordu. Başından belası eksik olmayan bir ailenin en küçüğüydü. Kimse ona nerede doğmak istediğini sormamıştı. Ne isteyip …

Otuz Yıl, On Bir Ay, Yirmi Dokuz Gün Devamı »

Yaratılış

“Benim suçum senin gibi doğmamış olmak m?” diye fısıldadı. Bir metrekarelik odada ayakta duruyordu. İkisini ayıran cam panoda seslerin iletilmesi için dört tane küçük delik açılmıştı. “Hayır, öyle…” sesinin gidip gitmediğinden emin olmadığından deliklere doğru yaklaşıp biraz daha sesini yükseltti, “…öyle olmadığını biliyorsun” “O zaman neden burada tutulduğumu söyler misin?” Verecek bir cevabı yoktu. İki …

Yaratılış Devamı »

Bozuk Bir Aşk Hikayesi

Bir yatakta başlamıştı hikaye ve bir yatakta nihayete ermişti. Zamanın izleri göstermek ister gibi kırışmış çarşafın üstünde, kırılmış hayallerin esiriydi adam. Uzandığı yerden kalkmak için bir mazeret aradı. Yeniden başlamak ve belki yeni bir ilişkiyi ümit etmek için. Pek öyle aklına gelmez kalbi kırıkken insanın, yeni bir ilişkinin ateşini yakmak. Ancak gerilerde bir yerlerde durur …

Bozuk Bir Aşk Hikayesi Devamı »

Dağ, Orman ve Çöl

Bir restoran. Pahalı, öyle herkesin gideceği türden değil. İçeride bembeyaz masa örtüleri ile kaplı masaların ardından deniz görülüyor. Demirlemiş tekneler, durgun denizin üstünde sallanıyor. Güneşin kızıllığı denizin mavisi üstünde yayılıyor. Çok fazla müşteri yok restoranda. Pahalı yerlerin o bildik sessizliği var içeride. Arada bir kalabalık gruptan kahkaha sesleri geliyor. İş toplantısındalar muhtemelen. Belki de arkadaş …

Dağ, Orman ve Çöl Devamı »