Yalnız mısınız?

Eski ve yorgun bir yolun
üstündeki evdeyim. Etraf sessiz. Dışarıda elektrik lambalarının
ışığına, arada bir havlayan köpeklerin sesleri eşlik ediyor.
Sessizliği seviyor musunuz? Ben çok severim. Evlerin derin
sessizliği arasındaki belli belirsiz fısıltıları hele. Evde
yalnız mısınız? Neyse boş verin o kadar da önemli değil
aslında. Nerede olduğumu anlatıyordum değil mi? Şu an stüdyo
tipindeki bir evin salonundayım. Yerler parke. Beyaz deri koltuklar
ve büyük bir televizyon var burada. Geçen haftaya kadar güzel bir
müzik seti de vardı ama arızalandı ve şimdi tamirde. Amerikan
tarzı küçük bir mutfak var arkamda. Tahmin ettiğiniz gibi çok
fazla eşya yok etrafta. Ve tek odalı evin yatak odasında biri
uyuyor. Kim olduğunu merak ettiniz değil mi? Söyleyeyim, Gülşen.
Siyah uzun saçlı, esmer bir kadın düşünün. Etli dudakları ve
çıkık elmacık kemikleri var. İri, yeşil gözlerinin güzelliğini
anlatmam mümkün değil. Sürekli kilolarından şikayet eder ama
son derece formunda. Onu çıplak görmenizi isterdim. Gerçekten
yaşadığınızı hissederdiniz o an.

Sessizliği duyuyor
musunuz? Ah öyle güzel ki! Çıkardığım sesler duyulur şimdi.
Ama ses çıkarmak istemiyorum. Biraz önce geldim ben de. Çok
olmadı sizin anlayacağınız. Hayır, sevgilisi değilim Gülşen’in.
Ve hayır, izin alarak içeri girmedim. Kim olduğumu söyleyeyim
size. Uzun karanlık bir koridorda yürürken ensenizde hissettiğiniz
şeyim. Gecenin gölgeleri arasında arada bir beliren yüzüm. Hiç
olmayan zamanlarda duyduğunuz olur olmaz seslerin sahibiyim. Ne
sormuştum demin? Yalnız mısınız? Öyleyseniz üzgünüm ama
değilsiniz, bilin istedim. Yalnız kalmanız çok zor. Oradan
muhakkak birileri vardır. Sessizliğin içinde bekleşiyorlardır.
Tahmin ettiniz mi kim olduğumu? Tahmin ettiniz sanırım. Üç
harflilerdenim. Hani şu söylemeye korktuğunuz cin, şeytan, peri.
Bazen karabasanlarla da gelirim ya size. Bilirsiniz beni. Karanlık
bir yerden geçerken hissettiğiniz şeyim işte. Yalnız mıydınız
gerçekten? Ne safsınız. Sesler geliyordur şimdi bir yerlerden. Ya
da banyoda dişlerinizi fırçalarken aynadan bir şey geçer.
Işıkları kapatıp yatağa doğru giderken… ha? Hissediyorsunuz
sanırım şimdi beni. Belki şimdi değil ama bugün ya da yarın
hissedeceksiniz.

Gülşen içeride
yatıyor. Rüya görüyordur muhtemelen. Onu seviyorum. İnsani bir
şey mi sizce bu? Ben pek öyle demezdim. Daha çok onunla sevişmeyi
seviyorum. Yanına uzanıyorum bazen. Sizin yanınıza da birileri
uzanıyordur emin olun. Gözleriniz kapanırken bunu hayal edin.
Güzel olduğumu söyleyemem. Daha doğrusu size göre öyle
sayılmam. Görmediğinize şükretmelisiniz bence. Ah, sessizliği
duyuyor musunuz? Karanlığın içinde duruyorum. Gülşen üstünü
açmıştır şimdi. Hep öyle yapar. Ellerimi bedeninde dolaştırmayı
seviyorum. İnliyor arada bir ben onu okşarken. Evet, hissediyor.
Siz de hissetmiyor musunuz bazen? Ellerim var tabi ki. Pek benzemiyor
sizinkilere ama var. Sokak lambalarının ışıkları vuruyor içeri.
Köpekler havlıyor. Artık konuşmak istemiyorum. Buraya tek bir şey
için geldim. Siz sessizliği dinleyin. Ve karanlık geldiğinde beni
bekleyin.

Sahi, yalnız mısınız?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir