Bulduğu ilk ağacın altında durdu adam. Yorgunluktan ayakta durmaya zorlanarak. Tekrar etti, “Zaman geçiyor”. Bunu fark edeli epey oldu. Sayıların farkına vardığında anladı her şeyi. Kelimeler… her şeyi karmakarışık ediyorlar. Saymaya başla, on. İleri doğru gitmiyoruz. Kelimeler bizi yanıltıyor. Adam bunun farkında. Ufka takılıyor gözleri. Belirsiz bir toz bulutu. Kafasının karışmasını istemiyor. Yürüyüp devam etmesi gerek. Kelimeler… saymaya devam, dokuz. Eğer kelimelere takılırsa yolunu şaşırabilir. Doğru olan onlar değil. Hiç olmadılar. Zorlukla bir adım atıyor ileri. “Bir” diyor kendi kendine. Devam etmek için “İki” demeli. Fakat ileri gitmediğini biliyor. Say, sekiz. Güneş hep olduğu yerde ve hep olduğu gibi. Işığı dolduruyor her yeri. Ve sizi öldürmek için ağır ağır dönüyor tepenizde. Adam ilerliyor geldiği yönün tersine. Başlangıç noktasında elinde sadece kelimeler ve yol vardı. Şimdi gerçekler ve ufuktaki duman. Yol? Onu saymadın sanki. O zaman listeye ekle. Sayıyorsun değil mi, yedi. Her şeyi karmakarışık eden şeyin farkında olman lazım. Buraya kadar geldin. Zihnini bu uyuşturucudan kurtarman gerek. Devam et o halde, altı. Giderek hızlanıyor farkındasın değil mi? Başlarda değildin. Düşün bir dakika. Soluklan ilk cümledeki adam gibi. Daha hızlı akıyor. Saymaya devam, beş. Yarıyı geçtin. Yoksa yarısında mısın? Adama sorsak bir şeyler söylerdi. Fakat o ufukta büyüyen toz bulutuna bakıyor şu an. Aklında daha önemli sorular olduğu muhakkak. Sen unutma nerede kaldığımızı ve say, dört. Yarıyı geçtikten sonra daha korkutucu. Geriye ne kadar kaldı ki? Kelimeler sana güzel şeyler söyleyecek. O uyuşturucuyu yeniden almaya niyetli misin? Öyle olduğunu biliyorum ama bir kez uyandın. Saymaya devam, üç. “Her şey için geç kaldım” diye düşündü adam. Gerçekten geç kaldı. Öyle olmadığını fısıldamak istiyorsun kulağına. “Hayır, hiçbir şey için geç değil”. Ah keşke doğru olsa. Ve keşke bırakabilsen kelimelerin sıcaklığına kendini. Nerede kaldın unutma ve say, iki. Toz bulutu çok yakın. Adam, güneş ve yol. Ne kadar uzun ve ne kadar kısa. Geldiği yönün tersine de olsa. Bir yerlerde birleşiyor olabilirler mi acaba? Güzel soru. Düşüncelere dalıp uyuş. Kimsenin düşünmediği bir şey bulursun. Kimsenin aklına gelmeyen kelimeler. Geriye kaldı, bir. Artık sona ulaştık. O halde bir son yazmalıyız. Kelimeleri okuyanlar öyle ister. Uyuşturucu müptelaları. Farkında bile değiller. Geriye ne kaldı, hiç. Sıfır! İşte bu gerçek bitiş. Adam fısıldıyor belli belirsiz, “Kelimeler… kelimeler zihnimi bulandırıyor”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir